Anneciğime Mektup İlk Bayram

Bayram... Müslümanlar bayram sabahı sevinmeli. Bu güzel dinimizin emri. Sevinmeye çalışıyorum gözlerimde yaşlarla sabahın ilk saatlerinde.  Olmuyor...Bir eksiğiz ama çok eksiğiz bu bayram. 

Günlerdir bugünü düşünüyoruz... Her ilk yaşadığımız gün gibi zor olacak. Annesiz ilk doğum günü, ilk kandil, ilk üç aylar, ilk Ramazan-ı Şerif ve işte ilk bayram.

Her yer tertemiz olmalı. Tertemiz giyinmeliyiz, tatlılar, tuzlular hazırlamalıyız...Sabah erken kalkmalıyız. Eksiklerimiz olursa anneciğim üzülür. sonra ben size böyle mi öğrettim? Der. 

Ben  o çocuk aklıyla küçük ayakkabılarımızı baş ucumuza koyup uyuduğumuz yaşları özledim. O zaman uykumuzu kaçıran şeyler bayram sabahı geç kalkmamak. Canımızı acıtan şeyler belki sıkan ayakkabılar. Yiyeceğimiz iki şeker acımızı geçiriyor. Sevdiklerimizi  ziyaret en tatlı ödül. Şimdi sırtımda tonlarca ağırlıkla yürüyorum dünya kafesinde.

Yataktan doğrulmak istemiyorum. Ama mecbur doğrulup kalkıyorum. İçim titriyor yürürken yatağın boş, odan boş. Bayram sabahıda yoksun. O bitmek bilmeyen ümitlerim yine kırılıyor. Mutfağa doğru yürüyorum taş bağlamışlar sanki ayaklarıma kalkmıyor, geri geri gidiyor adımlarım. O mis anne kokusu burada da yok. Birbirimize bakmıyoruz bakamıyoruz.

Bizim bayram sofralarımızın menüsü belliydi değil mi? Ama üç  yıldır anne sofrası yoktu bayram sabahları. Dert miydi? Hayır zira anne vardı soframızda. Hasta da olsa bizim için ayağa kalkan, saran, koruyup kollayan. Bayram sabahları hastaneye gitmek gerekse de beraberdik. İşte tek bir eksik yüzlerceden fazla acı veriyor. Son bayram mahsun da olsak beraberdik. Yavaş yavaş dolaşsanda yanımızda sesin, nefesin vardı.

Ne kadar sürüyor bilmiyorum masayı hazırlamak? Yıl gibi geliyor ama bitiyor. Güzel gözlerin, kulağın kapıda olurdu oğulcuğun gelsin diye. O da geliyor yine yoksun.

Gözlerimizi kaçıra kaçıra masaya oturuyoruz. Ağzımızda büyüyen lokmaları yutuyoruz birer birer. Ama boğazımızdaki yumruk yutulmuyor. Bakışını, gülüşünü, gözlerini ellerini hayal ediyoruz. Konuşmalarını düşünüyor sesini kulaklarımızda tutmaya çalışıyoruz.

Zaman geçmek bilmiyor kahvaltı sofrasında kalp kırmamak için söylemediğin kırgınlıklarını, yarım bıraktıklarını düşünüyoruz. 

Bayramı bayram yapan ne şeker, ne tatlı ne de tatil yapmak. İnsanın ailesinin birlikte olması bayram sabahının en büyük bayramlığı. Bizim bayramlığı eksik minik çocuklar gibi boynumuz bükük bu sabah.

El öpme faslına geçtiğimizde dökülüyoruz hepimiz. Kolumuz kanadımız kırık yola çıkıyoruz. İşte bizim sensiz evimizde ilk bayram sabahımız annem.  Öpemediğimiz ellerinin yerine toprağından öpmeye geldim. Gül fideleri sarmış sarmalamış aramıza giriyor dikenleri adeta. Bayramın mübarek olsun canımın içi.

Anneciğim öpemediğimiz, öpemeyeceğimiz ellerinin hayaliyle hasretin biteceği günü bekliyoruz. Bizi bekle...

Notcuk;Bir yerlere çıkıp avaz avaz bağırmak istiyorum; Bayramda bir kez öpmeyin anne, babanızın elini. Gücünüzün yettiği kadar çok öpün. Anneler babalar siz de sıkı sıkı sarılın yavrularınıza zira ayrılığın ne vakit geleceği belli olmuyor. 





Yorumlar