Davet Masaları | Menü Fikirleri

Zevkler ve renkler tartılşılmaz sözü masalarda da geçerli yani tartışılır çok farklı zevkler ve güzel sofralar mevcut internette. Ben bizim evdekilerden örnekler verdim. Bazıları..

Çorbalar | Ana Yemekler | Etli Yemekler

Bizim kültürümüzde çorbanın yeri ayrıdır. Kah hastaya şifa, kah ısınmak için sebebtir kendisi böyle olunca sayısı sabit durmaz devamlı artar. Keza kebaplarımızda sayısızdır. Bazıları...

Salatalar | Zeytinyağlılar

Diyet ya da sağlıklı hayat adına ne derseniz. Birinci üyesi salatalar ve zeytinyağlılar bakmayın kısır koyduğuma o biraz kokoş yoksa bulgurda az değerli değil kalori bakımından...

Bisküviler | Kurabiyeler

Bisküvi ve kurabiyede imkansız yoktur. Reçellisi, bir hafta dayananı, dondurulanı. Yapamazsanız hazır paketleri var.

Pastalar | Tatlılar

Pasta ve tatlıda çeşit bitmez. Milföy hamurlar ve pasta tabanlar çıktı zorluk kalmadı. Ben yaptığımız sevdiğimiz birkaç çeşidi ekledim...

28 Ocak 2017 Cumartesi

Sakızlı Kebap

Et yemekler, Kebaplar, Saray Mutfağ, sahra

Osmanlı döneminde yazılmış yemek kitapları var. Tavsiye eden arkadaş ya Vezneciler'de  bir kitabevinde ya da sahaflarda bulabileceğimi söylemişti. Çok istememe rağmen yanlışlıkla bile olsa yolum düşmedi son iki yıldır. Bu tarifin ilk hikayesi Osmanlı saray mutfağındanmış.Yemek Zevki dergisinde İnci Kızılkaya Sakızlı Kebap yapmış ve hikayesinin İstanbul'da saray mutfağında başlamış Hünkar Beğendi olduğunu yazmış. Bursa'da yapılan ilk şekli buymuş.

 SAKIZLI KEBAP

Malzemeler;

1 kg. kuzu kuşbaşı
1 kuru soğan
5 kaşık tereyağ
2-3 adet damla sakızı
2-3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı yeni bahar, tarçın ve karabiber karışımı
2- 3 yemek kaşığı gül suyu
Bir tutam un
Tuz

Püre malzemesi;

1 kg. patates
300 gr. süt
½ bardak kaşar peynir rendesi
Tuz

Hazırlanışı;

  • Et doğranmış soğanla bir gece öncesinden bekletilir.( tarifte rendelenmiş soğan deniyor ama bizim aile yoğun soğan kokusuna dayanamıyor)
  • Tencereye etler ve tereyağı koyulur et suyunu çekinceye kadar kavrulur. Arada bir az miktarda su ilave edilir.
  • Etlerin pişmesine yakın 2-3 damla sakızı gül suyuyla havanda dövülür bir tabağa alınır. Ayrı bir yerde sarımsak ve tuz dövülür. Bir tutam un, sarımsak, damla sakızı ve baharatları karıştırılır.
  • Etlerin üzerine dökülür ve bir taşım kaynattıktan sonra ateşten alınır.
  • Ayrı bir tencerede soyulup küp küp doğranmış patatesler haşlanır. Süt ve tuz ekleyerek mikserden geçirilir. Pürüz kalmayınca kaşar peynir rendesi ilave edilir ve tekrar çırpılır.
  • Servis tabağına pürenin üzerine et koyularak servis yapılır.


Et yemekler, Kebaplar, Saray Mutfağ, sahra

Gül suyu olarak derin dondurucudaki gül yapraklarını kaynatıp kullandım. Malzemeleri bize göre azalttım. Yanına bir salata yeterli oldu akşam yemeğimize. Yemek Zevkine ve İnci kızılkaya'ya teşekkürler...

25 Ocak 2017 Çarşamba

Kuzu İncik Tandır Kebabı

et yemekleri, yöresel yemekler, sahra

Uzun bir pişme süreci var sabır istiyor, vakit istiyor ama bence damağınız bayram ediyor eğer et seviyorsanız. Adı tandır ama günümüzde şehirde evlerde tandır imkansız. Bu yüzden tandıra en yakın tadı bulabilmek için güveç kullanıyoruz.  Yanına mis gibi patates  püresiyle servis tabağınıza aldığınızda yaptığınız lezzetin farkını anlayacaksınız. Zira lokum kıvamında pişmiş oluyor kuzu incik tandırınız.

Kuzu İncik Tandır

Malzemeler;

5 tane kuzu incik
Tuz

Hazırlanışı; 

  • Etler yıkanır. Çok az tuzlanır. Güvecin altına dizilir.
  • Güvecin ağzı sıkıca bir hamurla veya folyoyla hava almayacak şekilde kapatılır.
  • Ocağa koyulan toprak güveç ısınana kadar orta ateşte 5-6 dakika pişirilir.
  • Tencereyi sağa sola sallanır. Sonra altını kısıp 2-2,5 saat arası pişirilir.
  • Su ilave etmedik.Kendisi ağır ağır piştikçe sulanıyor.

et yemekleri, yöresel yemekler, sahra

Bunu kuzu koldan parça etlede yapabilirsiniz. Patates püresi ve pilavla servis yapılır. Lakin biz iki yıldır misafirden misafire pişirir olduk pilavı.

9 Ocak 2017 Pazartesi

İstanbul'da Kar Zamanı



İnsanlığın kar tatiline çıktığı, merhametin iflas ettiği bir akşamın öyküsüdür.

Beyazlık asalettir temizliktir. Pencerenizden lapa lapa yağan karı izlerken bir yandan da çayınızı yudumluyorsanız değmesinler keyfinize. Tepenizde bir çatı, üstünüzde bir kazak varsa Karun kadar zenginsiniz böyle zamanlarda. Doğu ve Güneydoğu illerimizde neredeyse kalkmayan kar İstanbul'a yağdığında hayat adeta felç olur. Lakin Karun kadar zengin olmakla Karun olmak arasında çok ince bir çizgi var. Bu ince çizgi aşılmamalı. Neden yazdım ben bunu?
Karın ilk yağmaya başladığı gün ailem yakınımızda bulunan Akbatı AVYM' ye gitmişti. 15 dakikalık bir süreçte İstanbul beyaza kesti biliyorsunuz. Çarşı içinden dışarıyı görmeleri imkansız. Hemen aradım kar bu kez tutuyor hemen çıkın dedim. Koşturarak çıkmışlar aldıkları mutfak alışveriş çantalarıyla. Fakat servis dolmuş son servis olduğundan taksiye yönelmişler. Servisi kaçıran müşteri sayısı fazla olduğundan taksi kuyruğu eskini karneyle alınan ekmek kuyruğuna dönüşmüş. Taksiler utanarak yazıyorum çocuklu insanları , bayanları değil uzak mesafeye gidecek yolcuları tercih etmiş. Tipi gitikçe artınca tekrar çarşıya girmek istemişler . İşte Karunluk burada başlıyor. Yetkililer çarşının 7 de kapanacağını söylemişler ve içeri almamışlar. Onlarca kişiyi adeta donmaya mahkum etmişler. İnsanlar birbirine destek olarak o havada çarşının önündeki yokuşu çııkmaya çalışmış.  Ve parmakları uyuşmaya başlamış yukarı ulaşınca hastaneye kaldırmışlar ailemi. Orada ilaç ve ısıtarak müdahele etmişler. 5 dakikalık mesafeyi 5 saatte gelebildiler. Zira hastanede toparlanana kadar yollar kapanmıştı. Parmaklarını ne kadar ısıtmış olsalarda saatlerce birşey tutamadılar acısından. Diğer insanların ne hale geldiğini öğrenemedim. Lakin bir  saat geç kapatırsınız veya kapının önündeki  servislerle en azından o yokuşu çıkmalarını sağlarsınız. Veya bir akşam kapatmayı veririsiniz. Kesinlikle 30 candan önemli değildir hiçbirşey. Sizin ülkeniz, sizin insanınız en önemlisi sizi müşterinizdi onlar. Sağa sola bu havada kedi ve köpekler için yiyecek ve barınma sağlamayı tavsiye eden insanlarımız var. Ama biz daha insana değer veremiyoruz. Salıyoruz bayıra neyse ki Mevlam kayırıyor!